4 Şubat 2008 Pazartesi

Felsefe ve tasavvuf

Hayat, Felsefe’lerle Anlatılamaz

Bana göre felsefe akımlarının doğuşu...diye söze başlayacaktım amma, sanırım buda fazla iddialı bir söz olacak, sanırım şöyle dememde yarar var.
Felesefe denilince , nedense aklıma şunlar gelmektedir.İnsan oğlu , bilinmezliğe karşı,ortaya bir takım safsata sözler atarak göstermeyle çalıştığı mücadelenin(fikirlerin), ortaya çıkardığı söylemlerden başka bir şey değildir.Ancak her akım kendi akli anlayışınca ortaya bir takım var sayımlar ve iddialar ortaya atmıştır.ve yine bana göre ,Ortaya konulan,bu var sayımlar, Bir Ama' nın(körün),çok büyük bir şeyi ucundan kenarından yoklayarak O güne kadar tanıdığı ve bildiği şeylere benzetme çabasından başka bir şey değildir olarak görüyorum.Malum hikayedeki gibi. Bir fili kuyruğundan, bacağından yada kulağından tutan , ve benzetmesini bunlara göre yapan kişilerin, fil hakkında yanılması,gibidir felsefi akımların ortaya atmış olduğu iddialar.
İslamdan önce ortaya atılan tezler,hayatın gerçekliğini anlama gayesi ile , islamdan sonrakiler de imanı inkar ettirmek gayesi ile ortaya çıkmışlardır.Sözün özü , Bütün ortaya atılan fikirler demetini şöyle hülasa edelim.Büyük aklı küçük akıllarla anlamaya çalışma gayreti deyip çıkmak sanırım işin en kestirme yolu olmalı.Yinede Her şeye rağmen,İdealizme Biraz daha müsamahakar yaklaşarak hoşgörü ile bakmak bence biraz insaflı davranmak olur . çünkü bu akım müntesiplerinin, Yaradanı kabul yönü ile, İslami gerçekliğe ulaşma şansı vardır..Çünkü temelinde inkar yoktur.Çünkü islamın özü ,önce yaradanın varlığını şartsız şekilsiz kabul.(Taklidi) Sonrada anlayarak kabulden(Tahkiki) başka bir şey değildir,Yakin ise son mertebedir. Sonrası na ise zaten gücümüz yetmez. .Tabiki yaradanı' da, bize kendini anlattığı şekli ile anlayacağız.Bu da,Elçisi (sözcüsü) vasıtası ile olmak kaydı ile.İşte ,İdealizm bu yönü ile yani Yaradanı kabul yönü ile digerlerinden farklılık arz eder.
Gazali,yaşımının büyük bölümünü müspet ilimlerle geçirmiş bir kişi olarak.Devrinin önde gelen alimlerden biri olmasına rağmen.Yaşamının sonraki (ikinci) döneminde. Tasavvuf(metafizik) ilmine yönelerek bu ilimde mesafeler kat eder.Ancak ondan sonradır ki Tasavvuf(Ruhaniyat-Metafizik ) bilgisi olmadan.Hayatın gerçek maksad ve manasının tam anlaşılamayacağını, ve tek boyutlu bilgi ile anlatılanların tümünün yanlış olduğunu ortaya koyar ve yine o ikinci yaşam diliminden sonradırki . o güne kadar gelmiş geçmiş tüm filozoflara eleştiriyel boyut getirir.
Bana göre,Yaşamın gerçekliğini sadece müsbet ilimlerle anlatmağa çalışımak, bir kuşu, tek kanadı ile uçurmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Maddesiz (vücutsuz) Ruh yaşaya mayacağına göre .Ruhsuz Madde (vucut da yaşayamaz.) Şöylede diyebilirsiniz.Mademki Hiç kıpırtısı olmayan Bir cisim (Taş, Demir.vs)Madem bir ruh sahibidir.Öyleyse neden Hiç hareket etmez.Bir yaşam belirtisi göstermez.
Bu sizin. zannınıza,algılamanıza ve bilginize, veya(Materyalizm) göre öyledir.Yaşam sadece gülmek eğlenmek koşmak ,sevinmek , üzülmek,Nefes alıp vermek değildir.Her cevherin kendine ait bir yaşam fonksiyonu vardır.Konu bu olmadığına göre ,meraklısı ,araştırır .En azından atomlarla ilgili bir şeyler öğrenir.
Hülasa Kendi dışımızdakileri anlayabilmek için öncelikle , kendi İç(dünyamızı) gerçekliğimizi kavrayıp sonra dışarı ile uğraşmak, mesafeleri kısaltmak adına daha kolay olacaktır.Bunun yoluda salt akıl ile değil.Akılla mücehhez bir İman(İslam) ile olur.Ve bu yolun adı da Tasavvuf tur.Bunun dışında Bütün felsefik söylemler ,lafı güzaftır.(Boş laftır)

Hiç yorum yok: